7 Aralık 2014 Pazar

Benim Afrikam - Tanzanya/Zanzibar

Afrikaya gitmek çocukluktan beri en büyük hayallerimden biriydi. Afrikanın kıta değil de bir ülke olduğunu zannettiğim günlerden kalma bir hayal. Uzaktı, yakındı, gidilir miydi, gidilse dönülür müydü derken Eylül 2013'de Tanzanya'ya bağlı özerk bir bölge olan Zanzibar adasına giderek sevgili Afrikam ile tanışmış olduk. Afrika beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı, tam aksine kokusu, dokusu, naifliği ve cömertliği ile beklediğimden çok daha fazlasını sundu bana.

  
THY ile 6 saatlik uçuşun ardından Tanzanya'nın başkenti Darüsselam'a ulaştık. Oradan Precision Air ile yarım saatlik uçuşla Zanzibar'a geçtik. Zanzibar'da kaldığımız ilk üç günü merkezde Stone Town'da, diğer üç günü ise Hint Okyanusu'nun doğu kıyısında, Matembwe'de geçirdik. Stone Town'da kaldığımız Dhow Palace Otel ("Dhow" Zanzibar'da balıkçıların kullandıkları küçük yelkenlilere verilen ad) şehrin merkezinde, hem çok konforlu hem de çok tarz bir butik oteldi. Dhow Palace Otel'de kişi başı (kahvaltı dahil) 40 dolar gibi fiyata konakladık. 

Otelle ilgili detaylı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz: http://www.dhowpalace-hotel.com


"Zenci sahili"  anlamına gelen Zanzibar, uzun yıllar Avrupa'ya gönderilen kölelerin ticaretinin yapıldığı ana geçiş noktalarından biri olmuş. O dönemde hayatını kaybeden ve yerinden yurdundan olanların anısına şehrin merkezinde bir anıt yapılmış. Tüm bunların sadece 50 yıl önce yaşandığını bilmek çok üzücü ama aynı zamanda değişmez denilen şeylerin nasıl hızla değişebileceğini görmek açısından ise umut verici. 

Zanzibar müslümanların yoğun olarak yaşadığı bir ada, şehri Şiraz'dan gelen İranlı göçmenlerin kurduğu söyleniyor. Arap kültürünün etkisi baharatlı yemeklerinde, dar ve dolambaçlı sokaklarında yoğunlukla hissediliyor. Kadınların neredeyse hepsi kapalı ama bu durum kadınların birçok müslüman ülkede olduğu gibi görünmez olmasına yol açmamış, kadınlar her alanda aktifler, örneğin ilk defa benzin istasyonunda pompacı olarak çalışan bir kadın gördüm :) 


Medreseden çıkan kız çocukları...


Stone Town aynı zamanda Queen grubunun solisti Freddie Mercury'in doğduğu şehir. Kentin merkezinde Mercury'in doğduğu evi ziyaret edebilirsiniz. Sokakları arşınlamak dışında Stone Town'a yakın mesafede yapılabilecekler "Prison Island" turu, Jozani orman gezisi ve baharat turu. Baharat turu bunların içinde en popüler olanı. Turları ayarlamak konusunda otelin personeli bize çok yardımcı oldu, turları adaya gidildiğinde kolaylıkla ayarlamak mümkün. 

Biz gittiğimizde hava kararmıştı ama fırsatınız olursa adanın doğusundaki The Rock Restaurant'da mutlaka gün batımı keyfi yapın, dünya üzerindeki en güzel manzaralardan birine sahip. Onun dışında Stone Town merkezdeki Monsoon Restaurant hem göze hem damağa hitap ediyor, fiyatları da gayet uygun. 

Prison Island'da Şeyseller'den hediye dev kaplumbağaları sevebilirsiniz. Jozani ormanında ise hiç de utangaç olmayan kırmızı kuyruklu maymunlar size eşlik ediyor olacak. 

Baharat turu Zanzibar'ın olmazsa olmazlarından. Tur boyunca kakao, karabiber, tarçın gibi birçok bitkinin nasıl yetiştiğini görebilirsiniz. Baharat turunun en eğlenceli bitkilerinden ruj bitkisi ve daha neler neler…


Stone Town'da geçirdiğimiz dolu dolu üç günün sonrasında adanın doğu kıyısına, Matembwe'ye doğru yol aldık. Matembwe küçük bir balıkçı köyü, komşusu Nungwi'ye göre daha sakin ve bakir bir koyda bulunuyor. Matembwe'de www.airbnb.com adresinden bulduğumuz Utupoa adlı pansiyonda konakladık. Ev, tıpkı adı gibi okyanusun hemen kıyısında benim şimdiye kadar konakladığım en farklı ve ütopik yerlerden biriydi. 


Zanzibar'da gel-git çok fazla, o yüzden öğlene kadar deniz yok :) Matembwe'ye ilk gittiğimiz sabah Sertaç havlusunu alıp yüzmeye gitti, baktım 10 dakika sonra döndü. Şaşkınlığımı görünce "deniz yok" dedi, "kilometrelerce sahil var ama okyanus gitmiş". Sonradan pansiyonun sahibi ile konuşunca anladık ki gel-git nedeniyle öğleden sonra ancak saat iki gibi okyanus girilecek düzeye gelmiş oluyor. O zamana kadar bereketli bir tarlaya dönüşen okyanusta kadınlar "sea grass" dedikleri kozmetikte kullanılan bir tür deniz yosunu topluyorlar. Sabah saatlerinde kafalarında sepetleriyle şarkılar eşliğinde denizde ot toplayan kadınlar izlemek ise çok değişik bir deneyimdi. 



Matembwe'den etraftaki küçük adalara turlar düzenlenebiliyor. Özellikle snorkel yapmak için ideal bir bölge. Köyde kaldığımız ikinci gün köyü keşif turuna çıktık. çok turistik bir köy olmadığı için ve biz onlara göre bembeyaz kaldığımız için köyün çocukları bizi görünce korktular, bağırıp kaçışmaya başladılar. Daha büyük yaştakileri getirdiğimiz şekerlerle kandırıp yanımıza çekmeyi başardık ama ufaklıklara yaklaşmak mümkün olamadı :)  

 


Zanzibar'da toplam altı gün konakladıktan sonra yine Darüsselam üzerinden Türkiye'ye döndük. Zanzibar gezisi genellikle Tanzanya'da yapılan safarinin sonuna iki günlük bir seyahat olarak ekleniyor ancak biz bu adanın keyfini doyasıya çıkarmak istedik, iyi ki de öyle yapmışız. Muhteşem doğası, lezzetli yemekleri (özellikle deniz ürünleri), okyanus kokusu ve misafirperver insanlarıyla adanın tadı damağımızda kaldı. Başka bir deyişle Hakuna Matata*

*Swahili dilinde problem yok, herşey yolunda anlamına geliyor



Seyahatten önce yapılması gerekenler: Tanzanya vizesi kapıdan alınıyor, bu yüzden öncesinde resmi bir işlem yapmanıza gerek yok. Afrikaya gidenlere önerilen aşıları yaptırmadık, sıtma için ayrıca bir ilaç da kullanmak istemedik. Yanımıza sinek kovucu bileklik ve losyon aldık, hatta dev bir örümceğin ısırığına maruz kalmama rağmen şiş bir ayak dışında sorun yaşamadım.

Bütçe: Tanzanya genel olarak ucuz bir ülke değil, pahalı da değil. Konaklama seçeneklerine bağlı olarak bütçede değişiklikler olsa da biz seyahati uçak bileti ve tüm harcamalar dahil toplam 2.500 TL'lik bir bütçeyle tamamladık. 

Neler alabilirim? Tahta oyma minik heykeller çok güzel, hediyelik ve kendiniz için alabilirsiniz. Çeşit çeşit baharatlı kahveler de güzel hediyelikler olabilir. Alışverişlerde mutlaka pazarlık yapın :)

Neler götürebilirim? Biz yanımızda çocuklar için topitop şekerlerden götürdük ama çocuk sayısının çokluğunu hesaba katmamışız, daha ilk gittiğimiz köyle stoğumuz tükendi. Şeker, çikolata gibi hediyeler götürebilirsiniz çocuklara. 










Hiç yorum yok: